Truva Antik Kenti merkeze bağlı İntepe beldesi Tevfikiye köyü yakınında, Çanakkale'ye 30 km. uzaklıktadır.
Truva İsmi:
Biga Yarımadası olarak bilinen, Marmara Denizi, Çanakkale Boğazı ve Edremit Körfezi arasında kalan bölgenin, antik çağlardaki ismi Troad veya Troas olarak kabul edilir. Bu bölgede arkeologlarca tespit edilen çeşitli antik yerleşmeler arasında en önemlisi, yöreye ismini vermiş veya yöreden ismini almış olan Truva ( Troia, Troya ) kentidir. Truva ( Troya, ilion ) Eski Yunanca'dan çevirisinde Troia veya Troya olarak kabul edilen kentin adı dilimize Fransızcadan Truva olarak yerleşmiştir.
Truva Konum:
Çanakkale Boğazının Ege'ye açılmadan önce daraldığı kesimde, Hisarlık mevkiinde bulunmakta olup, Çanakkale il merkezine yaklaşık 30 Km. uzaklıkta kurulmuştur. Açık havalarda karşı tarafta Bozacaada (Tenedos) u görmek mümkündür.
Stratejik konumu nedeniyle Truva (Troia, Troya) yüzyıllar boyu birçok uygarlığın dikkatini çekmiştir. Bu nedenle birçok istila ve savaşa ev sahipliği yapmıştır.
Truva Tarihçesi:
İki kıta arasında ticaret yolu üzerinde yer alan bu antik yerleşim, tarihte birçok doğal afet ve savaşla karşılaşmıştır. Hisarlık Höyüğü'nde yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda 9 yerleşim evresinin varlığı tespit edilmiştir. İlk yerleşim M .0. 3. bine değin uzanmakta ve birbirini izleyen uygarlıklar Roma dönemine kadar devam etmektedir. Günümüzden beş bin yıl önce kurulduğu düşünülen kent, yaklaşık 3500 yıl boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. St. Paul, Troia'yı iki kez ziyaret etmiş ve Assos'a yapacağı üçüncü misyonerlik yolculuğuna yine buradan başlamıştır. M.Ö. 3000-2500 yıllarına tarihlenen Troia 1 Erken, Orta, Geç Troia 1 olarak incelenir.
Büyük ölçüde restore edilen Troia I surlarının kent kapısının doğu kulesi iyi durumdadır. Bir portikosu (Önünde sütunların yer aldığı üstü örtülü salon), büyük bir oda ve odanın ortasındaki ocağı olan uzun, dar bir yapı olan ev, bilinen en eski megaronlardan (on yüzünde girişi oluşturan bir on oda ile arkasında ortada ocak bulunan bir salondan ve bazen de bir arka odadan oluşan uzun ve dar ev) biridir. Bu dönem mimarisinde balıksırtı şeklinde Örülmüş duvarlar görülmektedir. Henüz çark kullanılmamakla birlikte bakır aletler kullanılmıştır. Troia II, birbiri üzerine yedi kattan oluşan üç ana evresiyle IIa, Ilb, IIc olarak tanımlanır. Her birinin yeni bir sur duvarı vardır. Bu dönemde çark kullanılmaya başlanmıştır. Troia IV ile V, M.Ö. 2200-1800'e tarihlenir. Bu dönemden ev ve duvar kalıntıları bulunmaktadır.
Erken Helas seramiği buluntuları bu dönemde Troia'nın Yunanistan'la ilişkisi olduğunu kesinleştirmiştir. Altın, gümüş, elektrondan yapılmış süs eşyaları ve kap kaçak Toria IV'te ele geçmiştir. İthal malı Miken kapları ile Kıbrıs kapları, hem Troia Vl'da hem de VII'de vardır. Büyük bir yangınla sona eren Vlla tabakası Troia savaşlarının gerçekleştiği Priamos'un Troia'sı olmalıdır. Mitolojiye göre Paris'in güzel Helen'i kaçırmasıyla başlayan Troia savaşları yıllarca sürmüştür. Troia VIII tabakasına ait en eski buluntu M.O. 7. yüzyıldan eskiye gitmemektedir. Bu nedenle Vllb 2 evresinden sonra kentin terk edildiği veya çok ufak bir yerleşme halinde 7. yüzyıla kadar sürdüğü düşünülebilir. Troia VIH'de ise, iki altar ile Athena Tapınağına ait kalıntılar bulunmuştur. Troia IX'a (Roma devri) ait bouleuterion, tiyatro, tiyatronun önündeki mozaik döşemeli yapı kalıntısı dikkati çekmektedir.
Yaklaşık 5000 senelik tarihiyle Truva (Troia, Troya) antik dönemlerden günümüze kadar varlığını koruyan, en önemli şehirlerden biridir. 1998 yılından beri Truva (Troia, Troya) UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları arasında gösterilmektedir. Truva (Troia, Troya) ' nın bu büyük ününün diğer bir sebebi de Dünya Edebiyatının yapı taşlarından biri olan Homeros in meşhur ' ilyada ve odisseia' ( iliada and odyssey ) destanıdır. 'İlyada ve odisseia' ( iliada and odyssey ) destanında anlatılan efsanevi Truva Savaşı, yüzyıllar boyunca okuyucuların ilgisini çekmiş ve büyük yankı uyandırmıştır.
Truva Kenti Kazı Çalışmaları:
Truva (Troia, Troya) bölgesindeki kazılar kendi içinde bir tarihi barındırır. 1870 -1890 yılları arasında Heinrich Schliemann, Frank Calvert in yardımlarıyla ilk kazıları gerçekleştirmiştir. Bu kazılar bilimsel uygunluktan uzak üstünkörü tekniklerle gerçekleştirilmiştir. Maalesef Heinrich Schliemann aralıklarla süren kazıları sürecinde, meşhur Truva Hazinelerinin bir bölümünü beraberinde Berlin'e kaçırmıştır. Bu hazineler Berlin'in Ruslar tarafından istilasında el değiştirmiş, şu an Moskova da Pushkin Müzesinde gerçek sahibini beklemektedir. Hazinelerin diğer bölümü istanbul Arkeoloji Müzesinde, Troya adlı bölümde sergilenmektedir. Bu hazinelerin bugün Kral Priamos devrinden en az 1000 yıl öncesine, yani Hisarlıktaki II. Yerleşmeye ( Truva II) ait olduğu tahmin edilmektedir. Wilhelm Dörpfeld Truva (Troia, Troya) daki ilk sistematik kazıların ve ilk ölçekli planın sahibidir. Dörpfeld ' den sonra Truva (Troia, Troya) kazılarını 1932-1939 yılları arasında Karl Blegen başkanlığındki ekip yürütmüştür. 1988 yılından buyana, kazıları Almanya Tubingen Üniversitesinden Profesör Manfred Korfman, Daimler Benz sponsorluğunda yürütmektedir. Son yıllardaki sponsor firmalar arasında yer alan Siemens de değerli katkılarını esirgememiştir.
Tüm bu çalışmalar ışığında, tarihi olayların mukayesesi, seramik parçalar, yangın izleri, yapı tip ve özellikleri ve diğer detaylar incelenerek yapılan tarihlemeler sonucu, yedi ayrı kültürü temsil eden, dört mimari katın oluşturduğu üst üste kurulmuş dokuz yerleşme (şehir kalıntısı) saptanmıştır. Bu yerleşmelerin dönemleri aşağıdaki gibi sıralanır:
Tunç ( Bronz) Çağında, M.Ö 3.000 ve 2.000 arasında, Truva (Troya Troia) Avrupa ve Asya arasındaki stratejik konumu nedeniyle canlı bir kültür kenti, yerleşik tarım topluluklarını yöneten bir krallığın merkeziydi. M.Ö. 2500 – 2000 arasında kurulan Truva II, döneminin en gelişmiş uygarlık merkezi olmuş ve bir yangınla son bulmuştur. Saldırılar sonucunda oluşan büyük yangınlar, Truva (Troia , Troya) da kurulan farklı dönemlere ait yerleşimlerin genelde sonunu hazırlamıştır.
Wilhelm Dörpfeld Truva ( Troy, Troia, Truva) antik şehrinde gerçekleştirdiği kazılar sonucunda, Truva VI döneminin Homeros'un meşhur ilyada destanındaki efsanevi Truva Savaşına ev sahipliği yaptığını iddia etmiştir. Truva da kazı çalışmarı gerçekleştirmiş diğer ünlü arkeolog Carl W. Blegen ise, Truva savaşının Truva VI A dönemine ait olduğunu iddia etmektedir. Efsanevi Truva Savaşı'nın sonunda çıkan büyük yangının sonucunda yine bir dönem daha kapanmıştır. Daha sonra yeniden imar edilen kent M.Ö 1000 yıllarında başka bir yıkımla terk edilmiş ve uzunca bir dönem yerleşim gerçekleşmemiştir. Truva VIII döneminde (M.Ö. 700 – 350 ), Midilli (Lesbos) ve Bozcaada (Tenedos) dan gelen Grek göçmenlerle Truva ( Troia, Troya, Troy ) yeniden canlanmıştır. Bu dönemde ilion veya ilium ismiyle anılan Truva, aynı zamanda dinsel açıdan kutsal bir merkez olarak kabul görmüştür. M.Ö 6. yüzyılın sonuna doğru bir dizi istilaya uğrayan Truva antik kenti sırasıyla; Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Pergamon Krallığı ve Romalıların egemenliğine geçmiştir. Truva IX olarak bilinen son dönemin büyük çoğunluğu Roma imparatorluğunun yönetimi altında geçmiştir. M.Ö 85'te Romalıların yağmaladığı kenti, aynı yıl Romalı general Sulla yeniden onarmış, Augustus ve daha sonraki imparatorlarla Truva gelişimini sürdürmüştür. Dönemin en önemli yapısı Athena Tapınağıdır. Diğer önemli yapılardan bazıları, bouleuterion (meclis), tiyatro ve auditorium olarak sayılabilir. M.S 330'da Konstantinopolis (İstanbul) un ele geçirilmesi ve başkent ilan edilmesiyle, Truva zamanla gerilemiş ve eski dönemlerdeki önemini yitirmiştir.
Efsanevi Truva Savaşı ve Tahta At
Akhalılar ile Truva halkı arasında yaklaşık 10 yıl boyunca süren Truva Savaşının sebebi, Truva Kralı Priamos un oğlu Paris' in, Sparta Kralı Menelaos' un dünya güzeli karısı Helen' i, Güzellik Tanrıçası Afrodit' in yardımlarıyla Truva'ya kaçırmasıdır. Bunun üzerine Menelaos ve diğer yunan kralları yaptıkları antlaşma gereği birleşerek Truva'ya saldırır. Bu saldırı karşısında, Akhalıları müşterek düşman kabul eden Anadolu halkı da Truvalıların yanında yer alır. Efsaneye göre, Olympos taki Tanrıların sebep olduğu ve karıştığı Truva Savaşı yıllarca çok çetin çarpışmalara sahne olur. Savaş boyunca iki taraf birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayınca, Akhalılar Truvalılara çok kurnaz bir oyun oynar.
Akhalıların en akıllı krallarından Odysseus, bir tahta at yapma fikrini ortaya atar. Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, ağlayıp, sızlanarak Yunanlılardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğu yalanını söyler, ve şöyle devam eder:
Tahta at Tanrıça Athena'ya kutsal bir sunak olarak yapılmıştır. Büyük olmasının sebebi Troyalıların onu dar şehir kapılarından şehrin içine almalarını engellemek içindir. Akhaların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır. Böylece Tanrıça Athena'nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır. Ama Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa Athena'nın lütfu Troyalılara yönelecektir.
Barış özlemiyle yanıp tutuşan Truvalılar bu yalana inanırlar ve tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla çoşan ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılara gafil avlanırlar. Bu sırada Truva'nın surlarına yaklaşmış olan Akha Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen harabe haline dönüşür. Truva'nın baştan sona yakıldığı bu korkunç katliam sonrasında Menelous Helen'i alarak Yunanistan'a yelken açar.
Troia Örenyeri
Yer: Tevfikiye Köyü
Tel: (286) 283 00 61
Açık olduğu saatler: 08:00 – 17:00 (Hergün)
NOT: Truva Ören Yeri mesai saatleri yaz aylarında 08.00 - 19.00 olarak değişmektedir.