Efsaneye başlamadan önce yukarıda fotoğrafı bulunan Sarıkız Tepesi Kaz Dağlarının en yüksek üç noktasından biri olup yaklaşık olarak 1726 metre yüksekliktedir. Ayrıca bu noktaya çıkmak isteyenlerin takip etmesi gereken rota Edremit Güre ve oradan Kazdağlarının iç kısımlarına doğru hareket etmeleri gerekmektedir.
EFSANE
Beline kadar uzanan sapsarı saçları ve göreni hayran bırakan güzelliği ile Sarı Kız ve babası Balıkesir' in Edremit ilçesinde yaşarlarmış. Sarı kız o kadar güzelmişki çevredeki tüm delikanlılar onunla evlenmek isterlermiş, araya koydukları aracılarla bu dileklerini iletirler, aracıda sarı kıza ve babasına durumu anlatırmış, gel görki sarı kız bu isteklerin hiç birine evet demezmiş, sarı kızın içindeki aşk daha ulvi daha ilahiymiş.
Zaman bu şekilde geçerken, sarı kızı isteyen ama hayır cevabı alan kişiler onun hakkında;
- mutlaka bir sevdiği var.
- bencede bu sarı kız sevdalı, yoksa isteyenlerin birine evet derdi.
- belkide gizli gizli buluşuyorlardır...
- bu kız ahlaksız, namus gitti ağalar...
gibi sözler edip, bu dedikoduyu tüm çevreye yaymışlar. Sarı kız hakkındaki dedikoduların iyice çoğalmasının ardından, Edremit'in ileri gelenleri sarı kızın babasına;
- namus elden gitti...
- ya namusunu temizle yada buralardan git.
- kimsenin yüzüne bakamıyoruz, demişler.
Evladına inansada çevrenin bu tepkisinden bıkan baba kızına; " kazları kümesten çıkarda, kış gelmeden şu dağlara çıkalım kazları dolaştıralım" demiş. Amacı sarı kızı o yüce dağlarda yalnız başına bırakıp geri dönmekmiş, o dağlar o kadar hırçınmış ki bir insanın bir gece bile yaşaması mümkün değilmiş, baba'da böylelikle kızının canına kendi kıymış olmayacakmış. Sarı kız olan bitenin farkında babası ve kazlarla birlikte şimdi adına Kaz dağları denen yerde babasına nur yüzüyle tebessüm ederek;
"baba ben kazları dolaştırıyorum sana güle güle" demiş.
Sarı kızın babası ağlayarak ve arkasına bakamadan oradan ayrılmış Edremit'e dönmüş. Aradan iki mevsim geçmiş kış olmuş, Edremit'e yolları düşen avcılar ve çobanlar sarı kızın babasına kaz dağlarında sarı kızı gördüklerini söylemişler. Baba içine işleyen vicdan azabı, pişmanlık ve gözlerinde yaşlarla, çevresindekilerin " bu kışta kıyamette kaz dağlarına çıkamazsın yolunu kaybeder ölürsün" demelerine aldırmadan düşmüş kaz dağlarının yollarına...
Her yer kar ve tipi olduğu halde, Kaz dağlarında kızını bıraktığı yere yaklaşmış, yaklaşırkende;
- kızım...
- sarı kızım...
- canım kızım...
- nur yüzlü melek kızım neredesin? diyerek bağırıyormuş.Birden o göz gözü görmez kar'ın, fırtınanın yerini güllük gülistanlık bir hava almış...
Sarı kız;
- buradayım baba
- gel sana döşek ve çorba hazırladım gel baba...
demiş.
Sarı kızın babası gördükleri karşısında ağlayarak" benim kızım ermiş ben nasıl onu buralarda bıraktım" demiş.
Baba kız yemek yemişler, uzun uzun konuşup sohbet etmişler, derken;
Baba namaz kılmak için abdest almak ister. Sarıkız, abdest alması için babasının eline su döker. Babası suyun tuzlu olduğunu söyler. Sarıkız aceleden yanlışlıkla denizden aldığını söyler ve testisini vadilere doğru uzatır. Yeni doldurduğu suyu babasının eline döker. Babası buz gibi tatlı suyu tadınca kızının erdiğini anlar. O sırada siyah kara bir bulut gökyüzünü kaplar, Sarıkız kaybolur.
Babası kızının erdiğine, sırrının açığa çıkması nedeniylede kaybolduğuna kanaat getirir. Kızına iftira edildiğini anlar ve köylülere beddua eder. Bugün Kavurmacılar köyünde yaşayan kimse kalmamış, muhtar, köy mührünü, yaşayan kimse kalmadığı için Kaymakamlığa teslim etmiş ve köyün adı kütükten silinmiştir.
Sarıkızın babası üzüntü ile tepelerde dolaşırken bugün Baba tepe (Cılpak tepe) denilen denilen yerde çobanlar tarafından ölüsü bulunur. Yöre halkı Sarıkıza dağın yassı taşlarını üst üste koyarak mezar yaparlar. Sarıkızın mezarının olduğu tepeye Sarıkız tepe, Babasının bulunduğu tepeye Baba tepe derler. Yöre halkından Türkmen ve Yörükler her yıl ağustos ayında Sarıkızı ve babasını anmak için buralara çıkarak yıllardan beri süren etkinlik düzenler örf adet ve geleneklerini yerine getirirler.