Talat Göktepe Anıtı’nı geçtikten sonra bir tepeye varıyoruz ve bizi dua eden bir elin parmaklarını simgeleyen beş adet kitabe karşılıyor. Ayrıca çevrede bu kitabelerin yanı sıra kanlı savaşın izlerini taşıyan siper şebekeleri göze çarpmaktadır Bulunduğumuz tepe Mustafa Kemal Atatürk’ün hatıralarında bahsettiği 261 rakımlı tepedir.
80’li yıllarda yapılan kitabeler Türk askerinin bu bölgede sergilemiş olduğu kahramanlıkları anlatmaktadır.
M. K. Atatürk hatıralarında 25 Nisan 1915 günü bu bölgede kritik saatlerin yaşandığı anda 57. Alay ile Conkbayırına yetiştiğinden ve geri çekilmekte olan bir grup Türk askeri ile karşılaştığından bahseder.
“ Şimdi burada tesadüf ettiğimiz sahne çok enteresan bir sahnedir. Ve vak’a nın en mühim anı bence budur.
Bu esnada Conkbayırı'nın güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin tarassut ve teminine memur oralarda bulunan bir müfreze efradının Conkbayırı'na doğru koşmakta, olduğunu gördüm. Size şu konuşmayı aynen aktaracağım! Bizzat bu efradın önüne çıkarak:
— Niçin kaçıyorsunuz? dedim.
— Efendim düşman! dediler.
— Nerede?
— İşte, diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tam bir serbestlikle ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmıştım, efrat on dakika istirahat etsin diye.. Düşman da bu tepeye gelmiş. Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena bir vaziyete duçar olacaktı. O zaman artık bunu bilmiyorum, bir muhakeme-i mantıkiye midir, yoksa sevki tabii ile midir, bilmiyorum.
Kaçan efrada:
— Düşmandan kaçılmaz dedim.
— Cephanemiz kalmadı, dediler.
— Cephaneniz yoksa, süngünüz var dedim.
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı'na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradının ''marş marş''la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini geriye saldırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı.
KAZANDIĞIMIZ AN BU ANDIR…
Etrafa bakılacak olursa Conkbayırı’nın stratejik açıdan ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır. Bir yanda Çanakkale Boğazı bir tarafta Ege denizi. Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine adlı şiirinde bahsettiği gibi.
“…Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya
Kaç donanma ile sarılmış ufacık bir karaya…”
Bu önemden dolayıdır ki müttefik ordusunun 25 Nisan 1915 günü ele geçirmek istediği ilk hedeflerin arasındadır Conkbayırı. Günde yedi defa el değiştiren bu tepe Türk Milletinin kaderinin belirlendiği önemli noktalardan biri olarak tarihe adını yazmıştır.