Kanlısırt Kitabesi’ni geçtikten sonra yolun sağ tarafında 125. Alay siperleri yazan bir tabela görülecektir. Tabela varmış olduğumuz Kırmızsırtı işaret etmektedir. Kırmızısırt’a gelince dikkatleri ilk çeken yolun sağ tarafındaki tüneldir. Bu tünellerle yapılan muharebelere lağım muharebeleri denmektedir.
Lağım konusunu açacak olursak, liselerde görmüş olduğumuz Osmanlı tarihi derslerinde, Osmanlı Ordu Teşkilatı konusunda lağımcılar denen bir sınıftan söz edilir. Bunlar kalelerin işgali sırasında surların altından tünel kazarak askerlerin kaleye girmesini sağlarlardı. Özetleyecek olursak günümüz ordu teşkilatında istihkam sınıfına tekabül ediyor.
Çanakkale savaşları da siper savaşlarına dönüşünce tıkanan hatları açmak için siperlerin altına bu tünellerden kazılarak düşman siperinin altına ulaşılır, yüklü miktarda patlayıcı yerleştirilir. Taarruz öncesinde bu mühimmat patlatılarak düşman siperlerinin göçmesine böylelikle de kolay ele geçirilmesine ve düşmana zayiat verilmesine olanak sağlanırdı.
Büyük Üstat Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine şiirinde de bahsettiği gibi,
“…Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam
Atılan her lağımın yaktığı yüzlerce adam…”
Bu tüneli ziyaret ettikten sonra yolun karşısına geçecek olursak kendimizi 92 yıllık siperlerin içinde buluruz. Bu siperlerin içinde Türk Milleti olarak 19 Mayıs gününün bir önemi daha olduğunu öğreniriz.
Düşmanı denize dökme amacıyla 42000 muharip güç ile 13000 Anzak askerine karşı taarruz düzenlenmesine karar verilir. Taarruz öncesinde İngilizler balonlarla yapmış oldukları keşif sırasında çok sayıda Türk askerinin bu bölgeye doğru hareket halinde olduğu istihbaratına ulaşır. Türk askerinin olası bir taarruz hazırlığında olduğunu anlayan Anzak askerleri bu bölgedeki siperlerini güçlendirir. Bölgede toparlanan 42000 kişilik Türk askerinin içerisinde tıbbiyeli, üniversiteli diye tabir ettiğimiz gençlerde vardır. Cepheye gece varan bu askerlerin(2. Tümen askerleri) subayları arazide keşif yapma imkanı bulamamıştır.
Tecrübesiz olan bu öğrenci askerler, siperlerde gürültü yapmış böylelikle düşman askerinin taarruz saatini önceden haber almasını sağlamıştır. Bunun sonucunda baskın niteliği taşıyacak olan taarruzun baskın niteliği ortadan kalkmıştır. Siperlerinde yerini alan Anzak askerleri Türk askerinin taarruzunu beklemeye başlamıştı. Saatler 03:40’ı gösterdiğinde ilk hücum emri verilir.
Hücumla beraber kıyımın da başlaması bir olur. Taarruzu bekleyen Anzak askerleri Türk askerinin üzerine bir milyona yakın mermi sıkar. Bu hücumun bedeli üçbuçuk saat gibi kısa bir sürede 3500’ü şehit olmak üzere 10000’e varan zayiat olmuştur.
Kırmızısırt Mustafa Kemal Atatürk’e “Biz burada bir darülfünun gömdük” dedirtmiştir. Bu başarısız Türk saldırısından 5 gün sonra siperler arasında kalan Türk şehitlerinin sıcaktan kokmaya başlamasından dolayı geçicide olsa bu askerleri gömmek için ateşkes zorunluluğu ortaya çıkar.
Her iki tarafın askeri birbirlerini ilk defa gözlemleyecek, böylelikle Anzak askerlerinin kafasındaki “Korkak Abdül” imajı yerini “Coni Türk” imajına bırakacaktır. Kırmızısırtı ziyaret eden her Türk için 19 Mayıs artık başka anlamalara da gelmelidir.