Çanakkale'nin gelişmekte olan turistik merkezlerinden Gökçeada (imroz), doğal güzellikleri, adaya damgasını vurmuş Rum Kültürü, festivalleri, etrafını saran büyüleyici Ege Denizi ve enfes deniz ürünleriyle her geçen yıl yerli ve yabancı turistlerin artarak ilgisini çekmektedir.
Gökçeada'nın jeolojik özelliği yunan Mitolojisi'nde özel öykülerle anlatılır
Mitolojiye göre İMROZ (Gökçeada) ve SEMENDİREK arasında Akhileos'un annesi THETİS'in sarayı vardı.İMROZ'la TENADOS arasında ise deniz tanrısı POSEİDON'un kanatlı atlarının ahırları bulunuyordu.
Homeros, İLYADA'da bu miti şöyle anlatır;
"Denizin diplerinde, uçurumlarda,
Tenedos'la kayalık İmroz arasında
Bir mağara vardır; geniş, kocaman.
Dinlendirirdi orada atlarını POSEİDON; yeri sarsan."
Gökçeada Tarihi:
İlçenin Antik Çağa ilişkin tarihi konusunda pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Adanın en eski yerleşenlerin Plasglarelar olduğu bilinmektedir. Miltiades M.Ö. 500'de adayı Atina'ya bağladı. Roma egemenliği altına girinceye kadar Atina yönetiminde kaldı. 1455 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılan Gökçeada, 1922/1923 yılları arasında yunan işgalinde kaldı. 1923 Lozan Antlaşmasına göre 22 Eylül 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyetine bağlandı. Ada son yıllarda turizme açılma konusunda önemli bir yol katetmiştir. Her yıl adaya gelen yerli ve yabancı turist sayısı artmaktadır.
Ada 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Ada halkının Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'ya gösterdiği ilgiyi duyan Padişah Kanuni Sultan Süleyman adayı vakıf olarak ilan etmiş ve vergiden muaf kılmıştır. Balkan Savaşı yenilgisi sonucu ada, Yunanistan egemenliğine geçmiş, 1914 yılında İngilizler tarafından Deniz ve hava üssü olarak kullanılmıştır. 24 Temmuz 1923 Lozan antlaşması ile ada tekrar Türklerin eline geçmiştir. Adanın fiilen alınması 22 Eylül 1923'tür. Bu tarih adanın Kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
Gökçeada Fiziki Konum:
Gökçeada 289.5 Km2 yüzölçümünde, 95 Km kıyı şeridi uzunluğuna sahiptir. Kuzey - Güney uzunluğu 13 Km, Doğu - Batı uzunluğu 29.5 Km'dir. Gökçeada (Kuzulimanı), Çanakkale'den 32 Mil, Gelibolu Yarımadasındaki Kabatepe limanına 14 Mil, Bozcaada'ya 29 Mil, Ege Denizinde bulunan Yunan adalarından Limni'ye 16 Mil Semadirek adasına 14 Mil uzaklıktadır. Gökçeada çok engebeli, volkanik kütlelerden oluşmuştur. Ada'nın %77 si dağlık %12 si engebeli %10 ise ovadır.
Gökçeada Coğrafi Konum:
Gökçeada, vahşi doğasında göz alabildiğince uzanan kumsalları, pırıl pırıl denizi, ile yeşili ve maviyi birleştiren kendine has örgüsü ile geçmişle bugünün birlikte yaşandığı harika bir doğa güzelliği. Çeşitli kültürlerin buluştuğu adamızda camiler, kiliseler, manastırlar. Eski Rum evleri ve modern mimari örnekleri bir arada bulunmaktadır.
Gökçeada Nüfus:
Gökçeada ilçe nüfusu 8210 kişidir.
Gökçeada Köyleri ve Bilgiler:
KALEKÖY
Gökçeada'nın en eski köylerindendir. İlçe Merkezine uzaklığı 4 km.'dir. Aşağı ve Yukarı Kaleköy olmak üzere iki bölümden oluşur.Aşağı Kaleköy yaz gecelerinde İlçenin en hareketli mekanıdır. Kordonu ve çay bahçeleri, restaurant ile barlar da buradadır.Yukarı Kaleköy'de ise Ada'nın en eski tarihi mekanlarından birisi olan İskiter Kalesi bulunmaktadır. Cenevizliler tarafından inşa edilen kalenin surlarının bir kısmı halen ayaktadır. İskiter Kalesi, Çınarlı Ovası'na hakim bir tepededir. Kalenin bulunduğu mevkiden Aşağı Kaleköy,Yenibademli, Eskibademli ve Zeytinli Köyleri net olarak görülebilir. Ayrıca, yapısı nedeniyle tıpkı bir yelkeni andıran ve ancak denizden ulaşılabilen Yelkenkaya'yı da kuzeydoğu yönüne baktığınızda buradan görmeniz mümkündür.
YENİBADEMLİ KÖYÜ
Ispartalı vatandaşlarımız ve Karadeniz'den getirilen balıkçı ailelerin iskan edildiği köydür. Adanın nüfus yoğunluğu bakımından en büyük köylerindendir. İlçe Merkezine 4 km. mesafededir. Halkı geçimini hayvancılık, ziraat ve balıkçılıkla sağlar. Bu köyümüzde ev pansiyonculuğu yaygın olarak yapılmaktadır.
ESKİBADEMLİ KÖYÜ (Giliki)
İlçe Merkezine 4 km. mesafededir. Mimari özellik taşıyan evleriyle görülmeye değerdir. Eski ilkokul binası restore edilerek otel ve restaurant olarak hizmet vermektedir. Ayrıca tarihi çamaşıhane gezip görülecek mekanlar arasında olup çamaşırhanenin önünde bulunan asırlık çınar ağacı dikkat çekmektedir. Güneşin batışı buradan büyük bir keyifle izlenebilir.
ZEYTİNLİ KÖYÜ (Ayatodori)
İlçe Merkezine 3 km. mesafededir. Bir tepenin yamacında, zeytin ağaçları arasında kurulmuş, daha çok Rum vatandaşlarımızın yaşadığı şirin bir köydür. Yaz, kış Adanın en çok ilgi çeken mekanlarındandır. Ada'ya özgü ve Türkiye'nin dört bir tarafına nam salmış Dibek kahvesi buradadır.
TEPEKÖY (Agridia)
İlçe Merkezi'ne uzaklığı 10 km. civarındadır. Adanın, en yüksekte kurulmuş köyüdür. Rum vatandaşlarımızın yoğun halde yaşadığı köylerden biridir. Her yıl 15 Ağustos'ta Rum vatandaşlarımız tarafından kutlanan Meryem Ana etkinliklerinde dünyanın dört bir tarafından Rumlar Tepeköy'e akın eder.Tepeköy'de görülebilecek diğer bir mekan ise Pınarbaşı (İspilya)'dır. Köye girmeden yaklaşık 100-150 m. öncesi sağa ayrılan toprak yoldan ulaşılan Pınarbaşı piknik yapılabilecek hoş mekanlar arasındadır. Akan doğal su ve koruma altındaki asırlık çınarlar buraya ayrı bir güzellik katar. Yaz aylarının bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyenler için oldukça serin bir mekandır.
ŞAHİNKAYA
Trabzon'un Çaykara ilçesinden iskan suretiyle getirilen Karadenizli vatandaşlarımızın yaşadığı köydür. İlçe merkezine16 km. uzaklıktadır. Halk burada geçimini hayvancılık, ziraat ve arıcılık ile sağlar. Burada köylüler tarafından kurulan ve hayvansal ürünlerin üretiminin gerçekleştirildiği bir mandıra mevcuttur.
DEREKÖY (İskinit)
Adanın en eski köylerindendir. İlçe merkezine 16,5 km. uzaklıktadır. 1950-60'lı yıllarda nüfus ve hane olarak Türkiye'nin en büyük köyüdür. Yaklaşık 1950 hanedir. Terkedilmişliği ve boş binaları ile dikkat çeker. Köy içinde bulunan tarihi çamaşırhane de görülmesi gereken mekanlarındandır. Çamaşırhanenin suyu da oldukça hoştur.
ŞİRİNKÖY
Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan vatandaşlarımızın yerleştirildiği köydür. Adanın en yeni kurulan köyüdür. Ziraat ve hayvancılığın yanı sıra ev pansiyonculuğu günden güne gelişmektedir. Şu an faal olmayan Gökçeada Yarı Açık Cezaevi'nin terkedilmiş binaları da bu köyün hemen yanındadır.
UĞURLU KÖYÜ
İlçe merkezine uzaklığı 25 km.'dir. Muğla ve Burdur'dan iskan suretiyle getirilen vatandaşlarımız yaşamaktadır. Tarım, hayvancılık ve ev pansiyonculuğu halkın geçim kaynakları arasındadır. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün eğitim ve dinlenme tesisleri bu köyümüzün sınırları içerisindedir.Adanın en doğal kumsallarından birisi olan Gizli Liman'a da bu köyden gidilir. İskeleye varmadan önce sağa ayrılan toprak yoldan yaklaşık 2 km. gidildikten sonra buraya ulaşılması mümkündür. Sahil şeridinin uzunluğu yaklaşık 1-1,5 km.'dir. Sahil tamamen bakirdir ve hiçbir yapı mevcut değildir.
EŞELEK KÖYÜ
Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Eşelek Köyü, yapılan Bakacak Barajı'nın etkilenme alanında kalması nedeniyle Gökçeada'ya iskan edilmiştir. İlçe merkezine uzaklığı10 km.'dir. Halkı geçimini ziraat ve hayvancılık ile sağlar. Ev pansiyonculuğu da günden güne artmaktadır. Köylüler tarafından yetiştirilen ürünler yol boyunda kurulan çardaklarda, Aydıncık mevkiine denize giden yerli ve yabancı misafirlere ucuz olarak satılmaktadır.
MARMAROS ŞELALESİ
Marmaros Şelalesi için Dereköy'den Uğurlu istikametine giderken sağa ayrılan asfalt yoldan yaklaşık 7 km. sonra bölgeye ulaşılır. Bu noktadan sonra araçla gidilmesi mümkün değildir. Yolun sağ tarafında ormanın içerisinde yer alan ve ancak patika bir yoldan yaya olarak gidilebilen şelalede kış aylarında coşkun bir şekilde su akmasına rağmen yaz aylarında su miktarı azalmaktadır. Bu bölge Orman Koruma Alanı olduğundan girilmesi özel izne tabidir.
AYDINCIK SAHİLİ
İlçe merkezine uzaklığı 13 km.'dir. Yaz aylarında Adanın en gözde plajı konumundadır. Tuzgölü'ne olan yakınlığı nedeniyle de daha bir ilgi çekicidir. Sahil uzunluğu yaklaşık 2 km'dir. Kamp yapma ve çadır kurma açısından uygun bir konumdadır. Kamping alanları da mevcuttur. Rüzgar sörfüne ilgi duyanlar için de uygun bir mekan konumundadır.
TUZGÖLÜ
Aydıncık sahilinin hemen yanıbaşındadır. Yaz aylarında suyunun çekilmesiyle Tuz Gölü'nde siyah renkli çamur oluşumu gerçekleşir. Bu çamur içerdiği kimyasal bileşenler sebebi ileromatizma, sedef ve kireçlenme gibi rahatsızlıklara iyi geldiği bilinmektedir.Burada oluşan ve vücuda sürülen çamurdan en iyi arınma yöntemi ise hemen yanıbaşınızda bulunan deniz suyundan faydalanmaktır. Bu özelliklerinin yanı sıra insanların, kuş ve diğer hayvanların tuz ihtiyacını da karşılar. Pek çok canlı türü için de beslenme alanı oluşturur. Göç eden pelikan, flamingo, yaban ördeği ve yaban kazı gibi kuşlara da değişik dönemlerde ev sahipliği yapmaktadır.
KAYA MEZARI
Aydıncık'ı Uğurlu'ya bağlayan asfalt yolun sağında Kokina mevkiinde yer alan Kaya Mezarı'nın ilçe merkezine uzaklığı 18 km. civarındadır. Kaya içerisine oyulmuş, iki kişilik mezarın hangi dönemden kaldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Roma Dönemi'ne ait olduğu tahmin edilmektedir. Kaya Mezarı yolun sağında yaklaşık100 m uzaklıktadır. Araç girmesi mümkün olmayıp yürüyerek ulaşılabilir.
KUZULİMANI
Kuzulimanı Gökçeada'nın anakarayla ulaşımını sağlayan, gemilerin yanaştığı yerdir. Dolayısıyla Adaya gelenlerin ilk olarak tanıştığı ve misafirleri karşılayan yer konumundadır. Bu özelliğinin yanında plajı sayesinde Gökçeada'nın gözde mekanlarından birisidir. Plaj kenarında bulunan çay bahçelerinde sıcaktan bunaldığınız anlarda serinletici içecekler bulmanız mümkündür. Yaz aylarında plaj voleybolu ve diğer aktivitelerin bolca yapıldığı mekan konumundadır.
KAŞKAVAL BURNU (Peynir Kayalıkları)
Kuzulimanı'nın hemen solunda yer alır. Üst üste sıralanmış peynir kalıplarını andıran ilginç kaya oluşumlarıyla dikkat çeker. Burayı karadan görmeniz mümkün değildir. Ancak, tekne ile denizden görme şansınız vardır. Adanın hatırda kalabilecek görsel güzelliğe sahip doğal oluşumlarından birisidir.Bu ilginç kaya oluşumlarının bir efsanesi vardır; Efsane, sayısız keçi ve koyuna sahip olan zengin, inatçı, cimri ve yaşlı bir kadınla ilgilidir. Yaşlı kadın, cennete gidebilmek amacıyla bir çok yuvarlar kalıp peynir yapmış ve bunları üst üste sıralamış. Ama kimseyle paylaşmamış. Tanrı, ona kızmış ve cezalandırmış. Mart ayının birinde, yağmur, kar ve şiddetli rüzgarlar göndermiş yaşlı kadının üzerine. Kadın ve peynirler donmuşlar. Peynir kalıpları taşa dönüşmüş. Daha sonra insanlar bu kayalara, peynir kayaları demişler.
KARAYOLLARI ÇEŞMESİ
Adanın gözde piknik alanlarından birisidir. Yaz kış çeşmesinden akan su ve hemen yakınındaki çınar ağaçlarının altında ailece hoşça bir vakit geçirebileceğiniz alanlardan biri. İlçe merkezine yaklaşık 22 km. mesafededir. Baraj Göleti'nin geçilmesinin ardından Kapıkaya mevkiine giden yol takip edildiğinde Karayolları Çeşmesi'ne ulaşılır. Yolun hemen sağında olup, etrafındaki zeytin ve diğer ağaçlardan oluşmuş ormanlık arazi güzel bir görüntü sergiler.
YENİBADEMLİ HÖYÜK
Gökçeada'nın ilk sistemli arkeolojik kazısı olma ünvanını taşıyan Yenibademli Höyük, Kaleköy istikametinde olup ilçe merkezine 3 km. mesafededir. Yolun sol tarafında bulunmaktadır. Orta büyüklükte bir höyük olan Yenibademli Höyük, doğu-batı yönünde 120 m, kuzey-güney yönünde ise 130 m. kadar bir alanı kapsamaktadır. Yüksekliği araziden 9 m., deniz seviyesinden ise 18 m. kadardır. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izinleriyle 1996 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Doç.Dr.Halime HÜRYILMAZ Başkanlığında arkeoloji öğrencilerinin ve Adalı vatandaşların katılımı ile yürütülen kazı çalışmaları neticesinde Höyük'teki yerleşmenin günümüzden 5000 yıl öncesine varan Erken ve Geç Tunç Çağları'na ait olduğu bulgulardan anlaşılmıştır
YILDIZKOY
Adanın en güzel ve hatırda kalabilecek koylarından biridir. İlginç kaya oluşumlarıyla dikkat çeker. Buraya Yukarı Kaleköy'den yürüyerek ulaşılabileceği gibi Yenibademli Köyü içerisinden de araçla ulaşılması mümkündür. Yıldızkoy'dan başlayarak Yelkenkaya arasında kalan kısım su altı güzellikleri sebebiyle TÜDAV (Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı) tarafından Su Altı Milli Parkı ilan edilmiştir. Bu park Türkiye'nin ilk ve tek Su Altı Milli Parkı'dır.